top of page

Kahraman mı, Düşman mı?

  • elifipek2
  • 27 May 2020
  • 3 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 20 Eki 2020



8 Eylül 2012 tarihinde, Cumaertesi eki için Merve Tunçel ile yapılmış röportaj...

Yaşam alanımızın baş köşesine yerleşmiş televizyonlar ve çevresinde toplanan aileler... Televizyon kanalları erişkinler için yayın yaparken, çocukları da unutmuyor. Öyle ki sayısını bilmediğim kadar çok çocuk televizyon kanalı var. Kimi çocuklar günün dinlenme saatlerini televizyon başında geçiriyor. Kimi çocuklar ise kendilerini bir çizgi film karakteri yerine koymayı tercih ediyorlar? Peki ama neden?

3 yas itibari ile, çocuklar artık konuşma, yürüme, yeme ve tuvaletini yapma  ihtiyaçlarında kendilerine yetebilir hale gelir ve bir sonraki gelişim basamağı olan sosyalleşme alanında kendilerini göstermeye, cinsel kimliğinin farkına varmaya, toplumdaki yerini anlamaya başlarlar. İlk etapta en yakınındaki kahramanları olan anne ve babayı taklit eder, onların elbiselerini giyer, eşyalarını kullanırlar. Daha sonraki etapta ise çocuk, anne babanın dışında en sık gördüğü karakterleri taklit etmeye, onların sosyal rollerini denemeye başlarlar. Çocuk  çoğu zaman kendi yetersizliklerini tamamlayacak kişiyi taklit ederken, toplum tarafından onay görmüş, ailesinin referans gösterdiği kişilere yönelir. Bu süreç kendi kişiliğini oturtana kadar devam eden uzun ve hem kendisi, hem ailesi için zorlu bir süreçtir. Çizgi filmler zaman, yetenekler gibi pek çok açıdan doğaüstü olduğu gibi, ailenin onayından geçirerek çocuğuna sunduğu, bir çocuk için yoğun dikkat gerektirmeyen uyaranlardır. Dolayısı ile çocuk, hayal gücüne uygun, ses ve görsel efektler ile süslenmiş, olmak istediği kişiye yakın özellikleri taşıyan çizgi karakterleri taklit eder.

Her çocuk bir çizgi karaktere özenebilir. Peki kendini çizgi film karakteri yerine koymak ne zaman ve nasıl tehlikeli boyutlara ulaşır?

Çocuklar, 9-11 yas öncesinde, nörolojik olarak soyut ile somutu ayırt etme becerisini henüz kazanmamışlardır yani keyifle izlediği süper kahramanın doğaüstü yeteneklerinin kendisinde de olabileceğine inanır. Süper kahramanda gördüğü davranışları uygulamayı deneyebilir ve hayati tehlike yasayabilir. Bu davranışları yalnız başına uygulayabileceği gibi arkadaşları üzerinde de deneyebilir ki bu da çevresi tarafından agresyon olarak algılanacağından çocuk uyumsuz olarak yaftalanır, sosyal ve akademik çevresinde sıkıntılar zincirini başlatmış olur. Tam  aksi bir durum olan, yaşıtı süper kahraman gibi özellikleri olmadığını düşünerek kendini değersizleştirme de görülebilir. Bu durumda çocuk cesaretini, güvenini, özsaygısını bir derece de olsa yitirebilir ve potansiyelini kullanmaktan kaçınır.

Aileler bu duruma nasıl yaklaşmalı?

Televizyon, yapılandırılmış dikkat gerektirmediğinden çocuklar için her zaman kolay ve eğlendirici bir etkinlik olarak görülür. Beyindeki dikkat merkezlerini ise olumsuz etkiler. Sadece süper kahramanlar, çizgi filmler, TV bağımlılığı ile savaşmak yerine bu savaşa mahal vermemek, çocuğu günlük yaşamında enerjisini harcayabileceği, potansiyelini kullanabileceği sportif, kültürel, bilimsel ortamlar yaratmak, bir rutin oluşturmak, çocuğu ile TV izlemek gibi yan yana yürütülen paralel etkinliklerden daha çok bire bir, gerçekten iletişime yer veren etkinlikler yapmak(yemek yapmak, deney yapmak, sohbet etmek, oyun oynamak) ailelerin yapması gerekenler arasındadır. Eğer çocukta süper kahraman ile kendini karşılaştırma, kendini süper kahraman yerine koyma davranışları başlamışsa, aile çocuğun hangi yönlerden süper kahramanı örnek aldığına dikkat etmeli, çocuğun kendinde eksik bulduklarını tespit etmelidir. Çizgi filmin yalnızca hayal urunu olduğunu vurgulamak, çocuğa örnek olarak gerçek kişilerin başarılarını vermek, sosyal sorunlarını çözmek için rehber olmak durumun telafisinde mümkün olacaktır. Bu konuda ailenin çabası yeterli gelmiyor, kısa zamanda çözüm getirmiyorsa, bir uzmana başvurmak gerekli olacaktır.


Bu duruma uzman nasıl yaklaşır?

Çocuğun yaşı, sosyal, duygusal, nörolojik ve ruhsal olgunluğu tedavi sürecinin en önemli belirleyicisidir. Çocuğun bu açılardan değerlendirilmesi, gelişim sürecinde yaşadığı aksaklıklar belirlenerek, bu aksaklıkların giderilmesine yönelik bir program belirlemek, aile ve okulu da programa dahil ederek çalışmak kısa sürede etkili ve kalıcı sonuçlara ulaşmamızı sağlar.

Son yıllarda  7/24 yayın yapan çizgi film kanalları ve perdesinden çorabına kalemine kadar çok büyük bir çizgi film karakteri endüstrisi var? Sizin bu konu hakkındaki görüşleriniz neler?

Bence tüm bu yatırımların temelinde öncelikle çocuğun duygularını sömürmek yolu ile maddi kazanç sağlamak yatıyor. Çünkü aile çocuğunu her ne kadar TV’den ve kahramanlara özenmekten uzak tutsa da, çocuk kırtasiyeye girdiğinde, okul kantinine gittiğinde bu ürünler ile karşılaşıyor. Okuldaki arkadaşları bu ürünleri kullanıyor, bu karakterlerden söz ediyor, bu karakterleri başrole alan oyunlar üretiyor. Çocuğun en büyük sosyal-duygusal ihtiyacının sevme ve sevilme, bir gruba ait olma ihtiyacı olduğunu da göz önünde bulundurursak, çocuk bu kahramanları arkadaşları ile bir iletişim kanalı olarak kullanıyor ki gruba dahil olup kendini yalnız ve savunmasız hissetmesin. Ailelere ise, çocuğun yeteneklerini keşfedebileceği, enerjisini doğru kullanabileceği ortamlar yaratmak, kendisini olduğu gibi kabul etmesini ve geliştirmesini sağlamak, doğruyu ve yanlışı göstermek yerine doğru ve yanlısı nasıl ayırt edebileceğini öğretmek görevleri düşüyor.

Sonsöz...

Hiçbir anne-baba çocuğuna her gün bir bardak zehir içirmez, bu fikir bile tüm anne babaları rahatsız eder fakat TV ve bilgisayar, doğru kullanılmadığında çocuğun tüm gelişim alanlarını, ruh sağlığını fark ettirmeden zehirleyen birer unsurdur. Anne babaların yoğun çalışma temposu içinde çocuklarına zaman ve enerji ayırmaları güç olsa bile, veli ve anne baba olmak bunu yapmayı gerektirir. Çocukla yaşanan kaliteli zamanlar çocuğun ve ailenin geleceğine birer yatırımdır.

 
 
 

Comments


  • Facebook
  • Twitter
  • Instagram

Çocuk Gelişimi ve Eğitimi

Ebeveyn Danışmanlığı

Deneyimsel Oyun Terapisi

0555 294 7343

Haberleşelim!

Bana yazabilirsiniz...

Teşekkürler! Görüşmek üzere...

bottom of page